Yaz Sonu

Tatil bitti! Ama itirazım var! Gönen sonrasında dağların, virajların son bulması yolu o kadar sıkıcı hale getiriyor ki... Şöyle dağın eteklerinden tutup İstanbul'a uzatsak? Ama yollar dağların önünden arkasından değil, arasından geçmeli! Kestane şekeri diye tutturmamış olsam dayanamayıp Bandırma'ya bile varamadan uyuyacaktım. Tabii bundan öncesi var. Bizim köyle Yenice arası 15 km ama uçurum kenarlarından... Yenice'de teyzemi otogara bırakacağız ve devam edeceğiz. Saat sabahın 7'si, otobüse yetişmemiz lazım. Arabayı yerleştirmemiz tam bir saat beş dakika sürdü. Ve hala dışarıda yerleşmemiş bir bavul, iki çanta... Kimse kahvaltı edememiş, herkesin sinirleri tepesinde. Uykusuzum ya arabaya geçtim, bir anlığına dalmışım, babam da teyzemle konuşuyor. "Aha bak arabaya nasıl sığıyoruz şimdi!" demesini duymamla yanımda oturan -uyudu uyuyacak- kardeşimle kucağımızda bavulu bulmamız bir oldu. Dışarıdakiler kahkahaya boğuluyor, bizse mavi ekran modundayız. "Siz ne yapmışsınız? İstanbul'u Edremit'e mi taşıdınız?" dediğinizi duyar gibiyim. Biraz öyle oldu ki, eşyaların yarısını İstanbul'a önceden yollamış halimiz bu. Neyse, otobüse yetiştik Allah'a şükür -tam tersini düşünemiyorum. Sonra orada poğaça ile kahvaltı ettik ve devam... Gönen yolu çukurları saymazsak çok güzeldi. Yol kenarları böğürtlen doluydu. Biz ki, iki ufak böğürtlen uğruna az kalsın gölete atlıyorduk. Düşünün... Böğürtlen topluyorsunuz arkanızda kocaman bir mağara, böğürtlenlerin arkasındaysa şırıl şırıl bir çay... Olta takımlarımız yanımızda olaydı daha iyiydi demeyeceğim çünkü araba sımsıkıydı. 7 kişilik ama 2 kişi zaten kedimizin eşyaları. Kedi yolun en üzücü kısmıydı. Sakinleştirici vermemize rağmen 5 saat boyunca miyavladı ince ince... İçeriye salsak bulamayız ki! Gönen bitti, "Bandırma'dan vapurla mı gitsek?" sorularıydı vesaire Bursa'ya geldik ve kestane şekerimizi aldık. İskender yalan oldu çünkü ben ve babam dışında herkes uyuyordu. Sonrasını hatırlamıyorum ben de uyumuşum diyeceğim ama hayır! Daha pişmaniye almadık ki... Yolculuğa ve tatlılara olan sevgim sayesinde Yalova'ya kadar gözler yarı açık-yarı kapalı gittim. Yalova'da arabanın çeyreği babaannemlere çıkarıldı. Kasa kasa çilek, kedinin kutuları, iki tane büyük çanta... Yalova'yı severim, sahile çıkıp hava almak ya da nargile-kuşburnu çayı içmek huzur vericidir. Tabii uykusuzluk ve yorgunluk sebebiyle bunları yapamadım. Ertesi gün İstanbul'a gideceğiz. Yukarı çıkardığımızdan daha fazla eşya iniyor aşağıya, sanki sürpriz yumurta... Bu sefer de "Pendik'e vapurla gidip oradan da Kartal'a mı geçsek yoksa Eskihisar-Topçular üzerinden mi Kartal'a geçsek?" derken yine otoban... Git git bitmiyor. Gaza da basamıyorsun pek fazla çünkü arabanın kıçı zaten yere değdi değecek. Kartal'a gittik, kaybolduk ufaktan... Oradaki dil seçeneğiydi, çileklerdi işlerimizi hallettik eve geldik. Eşyaları eve taşıyoruz, taşıyoruz, taşıyoruz. Bir de onları yerleştirmek var, evi toz götürmüş. Yerleşip toparlanamız gece 3'ü buldu. Kimse evdeki eşyaların yerini hatırlamıyor. Kız kardeşim sürahimizi yeni sanarken erkek kardeşim tartımızın olduğuna şaşırıyordu mesela. Bense yastığımı, yorganımı tanıyamadım. Nasıl benimsemişsek Edremit'i! 3 ay... Az süre değil. Dün de uyandım her yerim ağrıyor, o halde hem evi topladım hem alışverişe gittim. Akşam da hadi dondurma yemeye gidelim demezler mi! Oradan da teyzemlere gittim fakat kafam kazan gibi. Dikkatim öyle dağınık ki siparişleri getiren bakkala sepetin içinde parayı yollamayı unuttum. Gülmekten karnıma ağrılar girdi derken eve geldim. Ayın 22'sine kadar kimse beni bu semtten çıkaramaz -bana kalsa evden çıkmam ama üç aydır göremediğim insanlar aynı fikirde değil-.

Yorgunum blog! Çok yoğun bir yıl beni bekliyor, yapılacaklar basit ama gözümde büyüyor. Üşenmemeliyim. Hayırlısı...

Son olarak... Tatil iyi geldi, sütü fazla kaçmış çikolata gibiyim. Falan filan...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Olası Sevgiliyle Yapılabilecek Olası Aktiviteler Listesi.

Ben Sana Nasıl Uyduysam...

İlk adım, ilk okul, ilk öpücük... Bir ilk!