Kayıtlar

Eylül, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Olamaz mı? Olabilir.

Resim
Hayat bazen garip oyunlar oynar ve sonrasında o kadar eğlenir ki gülmekten yerlere yatar. 15 milyonun içinde 15 milyon aramak! Bu ne ki? Aklın takıldığı şu son Eylül günleri ve akşamlarında... Şakır şakır yağmur yağarken, elinde siyah şemsiyesiyle "Sonbahar Pelerinli Kız" sahnede. Evet, kahverengi... Bir toka ile saçlarını tutturmuş -her zamanki "Siz İspanyol musunuz?"dan-. İçten içe kendini Mavi Peri'nin Storybrooke versiyonunun daha çirkini gibi hissediyor. Kahve Perisi...  Havanın verdiği karamsarlığı saymazsak... Yağmur süzülüyor gökyüzünden. Yolda sakin sakin yürürken... Gözlerini kocaman açarak şaşkın bir bakışa şaşkın bir bakış atıyor: "Burada mı?" O gözleri nerede görse tanır. Her şey saniyelik... Arkasına dönüp bakıyor. Seslenmesine rağmen sesi ona geri dönüyor. Fakat önemli değil, umulmayan anda karşılaşmalar sevindirici... Geçmiş, şimdi film şeridi... Düşüncelere, hayallere... Tesadüfler siyaha beyaz gününüzde gökkuşağı oluşturabil...

Yaz Sonu

Tatil bitti! Ama itirazım var! Gönen sonrasında dağların, virajların son bulması yolu o kadar sıkıcı hale getiriyor ki... Şöyle dağın eteklerinden tutup İstanbul'a uzatsak? Ama yollar dağların önünden arkasından değil, arasından geçmeli! Kestane şekeri diye tutturmamış olsam dayanamayıp Bandırma'ya bile varamadan uyuyacaktım. Tabii bundan öncesi var. Bizim köyle Yenice arası 15 km ama uçurum kenarlarından... Yenice'de teyzemi otogara bırakacağız ve devam edeceğiz. Saat sabahın 7'si, otobüse yetişmemiz lazım. Arabayı yerleştirmemiz tam bir saat beş dakika sürdü. Ve hala dışarıda yerleşmemiş bir bavul, iki çanta... Kimse kahvaltı edememiş, herkesin sinirleri tepesinde. Uykusuzum ya arabaya geçtim, bir anlığına dalmışım, babam da teyzemle konuşuyor. "Aha bak arabaya nasıl sığıyoruz şimdi!" demesini duymamla yanımda oturan -uyudu uyuyacak- kardeşimle kucağımızda bavulu bulmamız bir oldu. Dışarıdakiler kahkahaya boğuluyor, bizse mavi ekran modundayız. "Siz ne ...