Günah Üzümü
"Herkes kimseyle özdü
Buna üzüm bile üzüldüAğladı köşede büzüldüBu da böyle bir sözdü."
"Herkes kimseyle özdü."
Burada bir tenkit, tariz söz konusu bariz olarak.
Burada bir tenkit, tariz söz konusu bariz olarak.
"Ego sum qui sum."
Bu dize, kendi özünü kendi kabul olarak edenlere ithafen... Neyse o olduğuna inananlara... Sen, asla sen olamazsın. Sen, herkessin. Herkes de hiç kimsedir.
Elbette ki "sen" diye bahsedilen varlık insandır.
Bu dize, kendi özünü kendi kabul olarak edenlere ithafen... Neyse o olduğuna inananlara... Sen, asla sen olamazsın. Sen, herkessin. Herkes de hiç kimsedir.
Elbette ki "sen" diye bahsedilen varlık insandır.
"Buna üzüm bile üzüldü.
Ağladı köşede büzüldü."
Teşbih. Açık İstiare, teşhis, telmih... Daha bir çok şey. Basit... Üzüldü, üzüm bile gerçekten çok üzüldü. O kadar üzüldü ki, bir köşede büzülüp ağladı bazen. Yine, yine, yine, yine... Ve yine! Ne istediler ki ondan. Farklılık arıyordu. Değer ve sevgi verip, karşılığında yine "Günah Üzümü" olmak istemiyordu. Sadece onu gülümsetecek bir karpuza, kavuna, limona, pırasaya filan işte arkadaşlara ihtiyacı vardı. Dünyasındaki tek üzümdü o! Ve hayat doluydu, mutluydu. Tüm dünyası bir olup onu ağlattı. Ağladıkça kurudu, kurudu, kurudu. İçine kapandı, mutsuzlaştı. Kuru üzüm oldu çıktı.
Kendi çölünde kaybolan tek üzümü de kuruttunuz. Ufaktan bir kinaye...
Mübalağa da yok değil tabii! Biraz ağır ithamlar bunlar.
"Bu da böyle bir sözdü." Amma da hikaye!
"Bu da böyle bir sözdü." Amma da hikaye!
Dipnotlar:
Şiir şahsıma, Söz sanatları Edebiyat'a aittir.
"Amma da hikaye!" Oğuz Atay - Beyaz Mantolu Adam'dan bir diyalogtur.
"Amma da hikaye!" Oğuz Atay - Beyaz Mantolu Adam'dan bir diyalogtur.
"Ego sum qui sum." Yanılmıyorsam, Tevrat'ta Musa Peygamber ve Tanrı arasında geçen bir diyalogtur.
Burada ima edilen kişiler, kurum ve kuruluş toplulukları tamamen hayal ürünüdür. Üzüm şizofren, evet.
Yorumlar