Mort

"Burası hayatsaatlerinin saklandığı parlak mum ışığıyla aydınlatılmış oda - raf raf üstüne, her yaşayan insan için kum saatleri, ince kumlarını gelecekten geçmişe dökmekteler. Dökülen kum tanelerinin topyekün ıslığıyla oda deniz misali kükremekte.

Bu, odanın sahibi. Meşgul bir havayla dimdik yürüyor odada. Adı, Ölüm."

İlk sayfasındaki bu ilk cümlelerle, satırlarla beni mest etmiş bir kitap... Bu yazılardan sonra olaylar azıcık karmaşıklaşmaya başlıyor. Mort insanların zaman zaman sırıtmasına, zaman zaman "aptal!" diye bağırmasına neden olan bir karakter. Becerikli, bir o kadar da beceriksiz. Sevilen, bir o kadar da sevilmeyen. Ölüm'ün çırağı o, sonuçta.

Kitaptaki büyücüye gelince. Zifnab'ı oldukça hatırlatıyor bana. Zifnab'ı hatırladıkça tabii diyalogları da hatırlayıp kendi kendime gülüyorum.

Xar: Kimsin sen? Nesin sen?
Zifnab: Ben Bond. James Bond.

Zifnab zehirli şarabı içer. "Tadı güzeldi ama biraz acıydı. Zehirden olsa gerek." der ve yere düşer. Sonra hareket ediyor diye ejderhası duvarı üzerine yıkar.

Ayrıca Dorothy, Alice, Jedi olduğunu da iddia etmiştir. Kendini Gandalf ile kıyaslar. Tanıdığım en dengesiz, en sağlam ( ! ), en komik büyücü karakteri.

Neyse Mort gayet iyi gidiyor şimdilik. Bazı olayları anlamak zor sadece, tasvirler bayağı geniş. Okuması güzel , eğlenceli bir kitap. Tavsiye edilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Olası Sevgiliyle Yapılabilecek Olası Aktiviteler Listesi.

Ben Sana Nasıl Uyduysam...

İlk adım, ilk okul, ilk öpücük... Bir ilk!